28 Eylül 2018 gece saat 2'de 12 saatlik otobüs yolculuğum Şanlıurfa otogarında son buldu. (Daha erken varmam gerekirdi ama otobüste arıza oldu, yolda kaldık) Sabah saat 7'ye kadar otogarda durduktan sona belediye otobüsü ile şehir merkezine gittim. Yanıma sadece sırt çantam olduğu için pansiyonuma akşam yerleştim. İlk durağım Balıklıgöl oldu. Beklediğimden daha değişikti Balıklıgöl'ün etrafında su kanallar vardı, Balıklıgöl ve kanallar balık doluydu, elimi suya uzatınca balıklar hemen oraya toplanıyordu. Ardından Balıklıgöl'ün hemen yanındaki camiyi gezdikten sonra Haleplibahçe Mozaik Müzesine gittim. Mozaikler harikaydı, bir o kadar da eski. Ardından Mozaik Müzesi'nin yakınında bulunan Şanlıurfa Müzesine gittim. Çok büyük bir müzeydi, Tarih öncesi çağlardan başlayarak İlkçağ Mezapotamya uygarlıklarından İslam devrine kadar eserlerin bulunduğu mükemmel bir müzeydi. Ardından kendimi yüzyıllar öncesine götürecek olan tarihi Urfa'nın tarihi sokaklarına attım. Size anlatamam çünkü anlatılmaz yaşanır. Üstelik yerel halkın halen geleneksel kıyafetlerini giymesi ayrı bir hava katmıştı. Ardından Urfa Mutfak Müzesi'ni ziyaret ettim. Müze tarihi bir konaktaydı. Daha sonra Urfa hanlarını ve çarşılarını gezdim. Urfa'da Türkçe ve Kürtçe dışında bir de Arapça duyuyordum. Yeniden Balıklıgöl'e gidip oradan Rızvaniye camii ve Hz. İbrahim'in doğduğu mağaraya gittim. Sonra Urfa Kalesine çıkıp panaromik olarak Urfayı izledim. Başta Ulu Cami'nin minaresi olmak üzere diğer camilerin minareleri ayrı bir hava bir hava katmıştı.
 |
Dünya'nın ilk gerçek boyutlu heykeli
Urfa Müzesi
|
 |
Harran |
Yoruldum ve pansiyonuma geçtim. Pansiyonum tarihi Urfa konaklarından biriydi. O an çok şanlı olduğumu düşünüyordum çünkü 8 kişilik yatakhanede kalacaltım(Kahvaltı dahil 60TL) odanın dolu olduğunu zannediyordum ama benle birlikte 2 kişi vardı. 2. gün kahvaltıdan sonra otogara gidip minibüsle Harran'a gittim. Harran'ın merkezi bir yeri yoktu, her yer tenhaydı. Minibüste indiğim yerin az ilerisinde taksiciler vardı, beni tarihi evlerin olduğu yere götürmeyi teklif ettiler ama kabul etmedim, hava öyle sıcaktı ki, o sıcakta yolumu kaybettim. Çünkü tarihi(konik evler) Harran Höyüğü'nün üzerindeydi ben ise başka yerde zannediyordum, boş boş yarım saat yürüdüm. Ardından yolu öğrendim tarihi sur kapısının altından geçerek Harran Höyüğü'ne girdim.
 |
Hasan Padişah Cami |
Zamanında bilim merkezi olan bu şehir, şimdi toprağın altındaydı, yerle bir olmuştu, az gittim uz gittim sonunda evlere ulaştım. Harran evlerinin neredeyse aynısı İtalya'da bulunmakta. Yazın serin, kışın sıcak tutması için konik tarzda kubbeler yapılmış. Bu arada Harran'ın tamamı Arap. Herkes Arapça konuşuyor, Harranlılar Arap kıyafetleri giyiniyorlardı. Kendimi Arap ülkesindeymiş gibi hissediyordum. Ardından minibüsle otogara dönüp otobüsüme binip, yola koyuldum.
İnstagram hesabımı(@ismailmerttravel) takip etmeyi unutmayın.
Urfaya gittiğim zaman 15 yaşındaydım ve tek gitmiştim. Çok güzel bir deneyimdi :)
Yorum yapmayı unutmayın :)
Maşallah sana paşam çok güzel anlatmışsın sanki seninle beraber bende ordaydım seni çok seviyorum
YanıtlaSil